Saç Kepeği
06-05-2025
12:24

Saç kepeği, dünya genelinde yaygın olarak görülen bir saç derisi sorunudur ve genellikle Malassezia türü mantarların aşırı çoğalması, cilt hücrelerinin hızlı yenilenmesi ve iltihaplanma gibi faktörlerle ilişkilidir. Bu konuda yapılan araştırmalar, kepeğin oluşum mekanizmalarını ve etkili tedavi yöntemlerini ortaya koymaktadır.
Kepek Tedavisinde Etkili Bileşenler
-
Çinko Pirition (ZPT): Antifungal ve antibakteriyel özelliklere sahip olan ZPT, saç derisindeki Malassezia mantarlarının sayısını azaltarak kepek oluşumunu engeller. Yapılan çalışmalar, ZPT içeren şampuanların kepek belirtilerini önemli ölçüde azalttığını göstermektedir.
-
Ketokonazol: Geniş spektrumlu bir antifungal ajan olan ketokonazol, kepek ve seboreik dermatit tedavisinde etkilidir. Yapılan klinik çalışmalarda, %2 ketokonazol içeren şampuanların kepek tedavisinde başarılı sonuçlar verdiği belirtilmiştir.
-
Salisilik Asit: Ölü deri hücrelerinin atılmasını sağlayarak saç derisinin temizlenmesine yardımcı olur. Kepek tedavisinde destekleyici bir bileşen olarak kullanılır.
Stres kepeği artırır
Stres ve yorgunluk kepek oluşumunu artırır. Kepekte mevsimsel artış da görülür ve kış aylarında alevlenmeler yaşanır. Kepeğin yiyeceklerle bağlantısı bulunmamıştır. İç organlarla da ilintili bir hastalık değildir. Tanısı klinik muayene ile kolaylıkla konur.
Kepek tedavisi
Kepek tedavisinde çinko pirition, selenyum sülfit, ketokonazol içeren kepek karşıtı şampuanların düzenli kullanılması ile bulgular tamamen kaybolur. Uygulama sırasında şampuan saçlı deride 5-10 dakika bekletildikten sonra durulanır. Kepeklerin kalın olduğu hastalarda salisilik asitli solüsyonlar yardımcı olabilir. Katran türevleri genel olarak enflamasyonu giderici, kükürt ve çinko pirition ise antibakteriyel özellikleri nedeniyle tercih edilir. Vitamin B6 ve türevleri antiseboreik etkilidirler.
Şampuan seçerken bunlara dikkat
Şampuanların temel amacı saça ve saçlı deriye zarar vermeden kirlerin uzaklaştırılmasıdır. Yağ, ter salgısı, ölü deri artıkları, şekil verici preparatların kalıntıları ve çevresel kirlilikler saçın üzerinde birikerek kirlenmeyi oluştururlar. Şampuanla yıkadıktan sonra saçın kolay taranması, elektriklenmemesi, kolay şekil verilmesi, yıkandıktan sonra geriye parlak ipeksi saçların kalması istenir. Tabii aynı zamanda saç, saç derisi ve gözler için emniyetli olmalıdır. Şampuan formülasyonlarında temizleyici ve köpük yapıcı maddeler dışında PH ve vizkozite ayarlayıcılar, saça şekil vermeyi kolaylaştırıcı maddeler, UV koruyucuları gibi daha pek çok madde yer alır. Uygun renk ve koku da aranan özelliklerdendir. Burada ilk kural saçın tipine uygun şampuan kullanılmasıdır. Örneğin; kuru bir saçta temizleyici madde miktarı daha yüksek, nemlendirici ve şekil verici maddeleri içermeyen bir şampuan seçimi, saçın matlaşmasına, zaten az olan yağın daha da kaybedilmesine ve yıkandıktan sonra geriye uçuşan saçlar kalmasına neden olur. Yağlı ve ince telli saçlarda saç kremi kullanılmamalıdır.
Şampuanlarda koruyucu olarak ilave edilen formaldehit ve temizleyici ajan olarak kullanılan sodyum lauril eter sülfatın saçlı deride alerjiye neden oldukları bildirilmektedir. Pantenol (provitamin B5) saça osmotik etki ile penetre olup, saç üzerinde ince bir film tabakası oluşturur ve saça yüzde 10 kadar hacim kazandırır. Yıkandıktan sonra yumuşak, kolay taranan ve kolay şekil verilen saçlar sağlanabilir. Yine bitkisel proteinlerin şampuan ve diğer saç bakım ürünlerin de yıkamadan sonra geriye parlak, kolay taranan ve uçuşmayan saçlar bıraktığı görülmüştür. Ayrıca ürünlerde saçı besleyen, dökülmesini önleyen ve saçların sağlıklı büyümesini sağlayan maddeler kullanılır.
Kaynaklar https://www.acibadem.com.tr/hayat/kepege-karsi-dogal-yontemler/?utm_source=chatgpt.com
https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC2887514/?utm_source=chatgpt.com